UZAYLILAŞAN PİYASA ARKEOLOJİSİ: KÜRESELLEŞEN ARKEOLOJİDE FORM DIŞILAŞMA EĞİLİMLERİ VE YANSIMALARI
DOI:
https://doi.org/10.32955/neuissar2024311042Anahtar Kelimeler:
Piyasa Arkeolojisi, Arkeolojik Kurgu, Uzaylılaşan Arkeoloji, Batı Paradigması, KüreselleşmeÖzet
Bu çalışmada disipliner arkeolojinin temel sömürgeci ve arkeolojik etiğin sınırlarını zorlayan bir konu tartışmaya açılmıştır. Bu nedenle çalışmanın başlığı form dışılaşma eğilimleri olarak yorumladığımız Uzaylılaşan Piyasa Arkeolojisi olarak belirlenmiştir. Çalışmadaki amacımız disipliner olmayan form dışılaşmanın küresel arkeoloji ile olan boyutlarını ve ilişkisini irdelemektir. Çalışmamızın ana metodunu ise mevcut bulguların yorumlanması oluşturmaktadır. Arkeolojik kayıtları fetişleştirme eğiliminde olan inşa edilmiş Batılı resmi arkeoloji argümanı, arkeoloji ile bir dizi piyasa kaygısı arasında bir takım yerli hareketin ortaya çıkışını sağlayan, daha karmaşık bir durum yaratmıştır. 19. yüzyıl kalkınma söylemi genç bir disipline girerken kapitalizmin ilerlemesinin olumsuz etkileri politik ve ticari birçok manipülasyona maruz kalmıştır. Bu süreçte popüler arkeolojik temsilin mevcut durumu, arkeolojinin kamusal topluluklara sunulma şekliyle açıkça çelişen bir temsil modeli sunmaktaydı. Arkeolojideki disipliner bilgi ile geçmiş zamanların yerel bilgisi arasındaki asimetrik ilişki, geçmişin şimdiki zamandaki maddiliğiyle ilişkili uygulamalara duyulan ilgi, piyasada yerini “form dışılık” olarak bulmuştur. Piyasada arkeolojik pratiğin merkezine oturan bu eğilimler arkeolojik disiplinin epistemolojik ve ontolojik varsayımlarının tekrar kurgulanmasına yol açmıştır. Arkeolojik bilginin üretiminin, farklı tarihsel ve politik süreçlere olumsal olarak gömülü olan gelişim doktrinlerinin doğuşu, sonuçlarında farklı alanların doğuşuna eşlik etmiştir. Kâr amaçlı girişimler yoluyla oluşturulan ekonomik kalkınma endüstrisi, sinema, edebiyat, turizm kaynaklarının üretiminde arkeolojinin rolü ile örneklenmektedir. Geçmiş yaşamların arkeolojik disiplinler arası yeniden inşaları, bu yeni ürünleri tüketmeye hazır, giderek artan sayıda halk için cazibe merkezlerine dönüştürülmüştür. Sonuçta tüm bunların ışığında estetik ve anıtsallığın, başarılı ticarileşme için bilimsel bir anlatıdan açıkça yararlanan ancak bilimsel bir anlatıyı gerektirmeyen arkeolojik pratiği tarihsel bağlama oturtan, ticari değerlerin yenilenen yükselişinin küresel kapitalizm ile el ele gittiği söylenebilir.



